F Gel-Gitler İçinde Yaşamak / Amine Gülşah Onur - son ümit

Gel-Gitler İçinde Yaşamak / Amine Gülşah Onur




İnsanın yaşam döngüsü sabit değildir. Hep bir akış, hareket vardır. Monotonluk söz konusu bile olamaz. Yaşamınızı hareketlendirecek belki de sarsacak şeyler de vardır. Kimi zaman yeni doğan bir bebeğin hayata gözlerini açışını izlemek, kimi zaman trafik kazasında annesini kaybeden arkadaşınızın acısını beraber yaşamak. Kimi zaman da doya doya yaşadığımız aşkın hiç bitmeyeceğini düşünürken bir gün sona erdiğini kabullenememek. Evet, ayrılıktan bahsediyorum. Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek. Boğazınız düğümlenecek, dinleyemeyeceksiniz. Yeri geldiğinde hıçkıra hıçkıra ağlayarak, söverek kulak zarınız patlayacakmışçasına o müziği dinlemeye çalışacaksınız. Bir de ikinizin parçası varsa, bıkana kadar dinleyeceksiniz ama bıkma söz konusu bile olmayacak. Uyumak zor, uyanmak kolay olacak. Erken kalkışlarınız hiç hoşunuza gitmeyecek. Sabahı iple çekeceksiniz. Bütün gün boyunca O'nu, yaşanılanları düşündükçe işin içinden çıkmayacaksınız. Bazen de, "Hiç güneş doğmasa..." diyeceksiniz.
Ne geceler rahatlatacak sizi ne gündüzler. Ölmeyi isteyip ölemeyeceksiniz. Zamanla farkınıza varacaksınız ki ölüm de kolay bir şey değil, isteğinizce yapamayacaksınız. Hep engel çıkacak karşınıza, sizi yaşama döndüren.
Belki, 'çivi çiviyi söker' diye can havliyle önünüze çıkana sarılmak isteyeceksiniz. Ya da yolda yürürken ansızın birini durdurup hayat hikâyenizi anlatmaya başlayacaksınız, gözyaşlarınızı tutamadan. Ama: Nafile! Düşüncesi bile tahammül edilmez gerçekler. Rüyalar göreceksiniz, hiç bitmesini istemediğiniz. Her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söylediğinizi fark edeceksiniz. Onsuz yatıp, onsuz kalktığınızı fark ettikçe çıldıracaksınız.
Telefonun çalmasını bekleyeceksiniz. Aramayacağını bile bile. Telefonun her çalışında yüreğiniz ağzınıza gelecek, bir ihtimal araması ümidiyle saatler geçecek. Ağlamaklı konuşacaksınız arayanlarla da, yüreğiniz burkulacak. Başkalarının da moralini bozmamak için telefonları yanıtlandırmamaya karar vereceksiniz. Canınız yanacak, bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz. Ön yargılar oluştu mu bir kere, ortadan kalkması imkânsız gibidir.
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinizden. Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksınız. Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğiniz için kendinizden nefret edeceksiniz. Sürekli pişmanlıklar duyacaksınız. Yaşadığınız şehri terk etmek isteyeceksiniz. Her yerde bir anınızın olması işleri daha da zorlaştırıyor çünkü. Ama yine de arkanıza bakmadan gidemeyeceksiniz. Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu. Bu umut sizi gitmekten alıkoyacak. Yeni sayfa açacak gücünüz olmayacak, bir ayağınız boşlukta gibi hissedeceksiniz bir yarınızın gittiğini fark ettikçe. Gelgitler içinde yaşayacaksınız. Tabii yaşamak denilirse. Razı mısınız bütün bunlara? Her şeyi göze alıyor musunuz? İyisiyle kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla her ana hazır olun hayat yeni başlıyor…

CONVERSATION