Ömür dediğin nedir ki? Kimi hayaller peşinde ömrünü heba
eden umut içinde bekleyen bireyler, kimileri yaşam mücadelesi içinde ailesini
geçindirmeye çalışan çaresizler, kimisi de eğitim süreci için çırpınıp duran
öğrenciler...
Kısacık olan ömrümüzü böyle koşuşturmaca hâlinde yaşıyoruz.
Zaman desen su gibi akıp geçiyor. Ne isteklerimizin hepsini yapabiliyoruz ne de
hedeflerimize ulaşacak zaman kalıyor; hayatın tadına varamayınca. İnternet
sayfalarında da karşımıza çıkar, “Ölmeden önce yapacağın bilmem kaç şey...”. Tam da
böyle yapılması gereken, çılgınca şeyler yer alır. İçimizden bir “acaba” hissi
geçer. "Bir daha gelecek miyiz bu dünyaya?" diyen tipler bunların çoğunu yapmış,
yapamadıklarını yapmak için işe koyulmuş kişilerdir. Aslında biz neden o sayılı
kişilerden olmayalım ki? Neden deli dolu bir yaşam sürmek var iken, “Elalem ne
der?” veya “Aa! Şu bunu yapmış duydun mu?” gibi dedikodulara kulak asıp hayatımızı
kısıtlıyoruz! Hâlâ anlam vermiş değilim…
Önümüzde dolu dolu, içlerinde “keşke” sözcüğünü
barındırmayan günlerimiz var iken gelin bu kalıplaşmış cümlelerden kurtulalım
hayatımızın tadını çıkarmaya bakalım. Yavaş adımlarla sıradan hayatınızı
değiştirmeye başlayın, canlılık kattıkça kendinizdeki değişimi hatta
çevrenizdeki olağanüstü hâlleri göreceksiniz ve “İyi ki hayatı anlamıyla,
tadıyla yaşamaya karar vermişim.” diyebileceksiniz.
CONVERSATION