1-Leyla Hanım,
öncelikle kendinizden bahseder misiniz, Leyla Usta kimdir?
-1975 Rize doğumluyum.
Yedi çocuklu bir ailenin en küçüğüyüm. Rize'de başlayan eğitim hayatıma
İstanbul'da devam ederken günce tutmayla başladım yazmaya. Yuva kurma isteği
ile ara verdiğim eğitim hayatıma tekrar dönemesem de, ruhumu şarkılarla,
kitaplarla, sevgi ve tebessümle besledim. Bir de anne olunca, hiç tükenmeyecek
bir ilham kaynağına sahip oldum.
2-Kitabınız “Kırık
Cümleler” sizin için ne ifade ediyor?
-"Kırık
Cümleler" benim ilk göz ağrım. Yerini, değerini tarif etmem çok zor. 15
yaşından beri yazıyorum yaklaşık 23 yıldır. Hep, "İlk kitabımı ne zaman
çıkarmalıyım?" sorusuyla geçti yıllar. "Daha erken, yazmam gereken
çok şiir var." cevabıyla ertelendi. Kısmet 14 Şubat 2014 oldu. Çok da güzel
oldu…
3-Sizce sanatın
belirli bir kalıbı, sınırı var mıdır? Var ise bu sınırlar nelerdir?
-Sanatta sınır yoktur
ama belirli kalıplar vardır. Kalıplar ise bir yere kadar sanatçıya özgürlük
sunmaktadır. Sanatçı hiçbir dönemde
özgür olmadı. İnsanların normları her konuda olduğu gibi sanat konusunda da
üretenin önüne set koydu. Ama buna sınır diyebilir miyiz? Bilemem. Bencesini
bilmek isterseniz, hayır!
4-En beğendiğiniz,
ilham aldığınız şair kimdir? Bizimle birkaç dizesini paylaşırsanız seviniriz.
-O şiiri ilk
okuduğumda gözlerimi kapattım saatlerce İstanbul'u dinlemiştim, çocuk yüreğim
hiçbir şey duyamayınca üzülmüştü. Bunu defalarca tekrarlamıştım. Zamanla sadece
İstanbul'u değil, yağmuru, güneşi, baharı, denizi, martıları da dinlemeye ve
onları duymaya başlamıştım, en güzeli de kendi ruhumu ve yüreğimi
dinleyebiliyordum.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.
Orhan Veli Kanık”
5-Sizce Türk
kültüründe yozlaşma söz konusu mu? Önlem almak açısından edebiyat camiası neler
yapabilir?
-Kültürel yozlaşma
toplumların kendi kültürlerini unutmaya başlaması olayıdır ve evet, Türk
kültüründe yozlaşma fazlasıyla var. Yozlaşmanın önüne geçmek ancak öz kültürüne
sahip çıkmakla olur. Bu da öncelikle kendi kültürünü araştırmak ve öğrenmekle
olur. Toplum, öncelikle geçmişini hatırlamalı ve geçmişindeki kültürünü yeniden
canlandırmalıdır. Türk Edebiyatı'nın ve Türkçe'mizin benzersiz güzelliğini,
zenginliğini korumak edebiyatçıların ve "ben yazıyorum" diyen her
kalemin boynunun borcudur. Edebiyatta yozlaşma önce dille başlar, Türkçemizi
koruyalım ve divan şiirini yaşatalım.
6-Günümüz edebiyatını
nasıl değerlendiriyorsunuz, yeni nesil sizce edebiyata ilgi duyuyor mu?
-Yeni nesil pek
okumuyor, hele şiiri çok az okuyor. Fakat benim umudum var, değişeceğine, her
şiirin dokunacağı bir yürek olduğuna inanıyorum ve her yüreğin bir şiiri
olduğuna da. Yeni nesilde çok iyi yazanlar olduğu gibi, kelime kalabalığı
yaparak kafa karıştırmayı, anlaşılmayan cümleler kurmayı iyi şiir olarak
algılayan ve çok yanılan bir kesim de var. Ben anlaşılır ve yalın olmayı tercih
edenlerdenim. Okuyucu beni anlamalı ve vermek istediğim duyguyu hissetmeli.
Hissediliyor olması şiir adına en büyük mutluluğumdur.
7-Pek çok şair ve
yazar kitaplarını bastıramamaktan yakınıyor. Özellikle kitabelerinde şiir
kitaplarına rastlayamaz olduk, siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Doğru, çünkü şiir
okunmuyor ve kitap satılmıyor. Bu nedenle çoğu yazar/şair kendi parasıyla
kitabını matbaada bastırıp, kendi eliyle dağıtıyor veya saymaya çalışıyor. Bu
Türk şiiri açısından çok üzücü ve düşündürücü bir durum.
Ben de bu konuda sıkıntılar yaşadım ve
bekledim. Tilki Kitap Yayınevi ile yollarımın kesişmesi ile tereddütlerim ve
sıkıntılarım son buldu. Şiire ve şaire değer veren insanlarla çalışmak ve
varlığını bilmek mutluluk verici.
8-Uzun bir süredir
edebiyat ile hemhâlsınız, yazar adaylarına tavsiyeleriniz ve uyarılarınız var
mıdır?
-Evet, yirmi üç yılı
aşkın bir süredir yazıyorum. Yazan veya yazmak isteyen herkese naçizane
tavsiyem bol bol okuyun. Özellikle Türk Edebiyatı'nın yazarlarını, şairlerini
okuyun. Türk Edebiyatı'nın zenginliğinden faydalanın. Hissederek ve severek
yazın. Okuyucu sizi hissedecektir.
9-Sizi şiirlerinizle
tanıdık, roman veya deneme yazmayı hiç düşündünüz mü?
-Bu konuda
okuyucularımdan ve yayınevimden de talepler aldım. İleriye dönük kısa hikâyelerden
oluşan bir kitap çıkarmak istiyorum. Şimdilik, "İnşallah..." diyelim.
10-Kitabınızdan önce internet
üzerinden şiirlerinize erişebiliyorduk, artık bir kitabınız var yeni
şiirlerinize ulaşabilecek miyiz yoksa bir sonraki kitabınızı beklememiz mi gerekecek?
-Yine internet
üzerinden şiirlerimi paylaşmaya devam edeceğim. Aynı zamanda ikinci, üçüncü
kitap için hazırlıklarım da mutlaka olacak. Sosyal medya, kitlelere ulaşmak
için büyük zenginlik. Bu zenginliği en iyi şekilde kullanmaya paylaşmaya devam
edeceğim.
11-Sizin eklemek
istediğiniz bir şey var mı Leyla Hanım?
Öncelikle bu kıymetli
söyleşi için çok teşekkür ediyorum, mutlu oldum. Başarılarınız daim, emeğiniz
edebiyatımızın geleceğine ışık olsun…
Ben kırık cümleler topluyorum,
Sevgi ile dokunup yüreklerine, cümlesizlere
dağıtıyorum.
Sevgi ile kalın…
Röportajımızı kabul
ettiğiniz için teşekkür ederiz, edebi yaşantınızda başarılar diliyoruz…
CONVERSATION